ORGANİK HAKLAR
Tabiat, toprağı, çölü, okyanusu,
havası, dağı, kayası, denizi, ırmağı, gölü,
her türden bitkisi, mikro organizmasından
en büyük memelisine kadar uyumlu bir bütündür.
Her canlı, doğar, yaşar ve ölür.
Sen veya ben koymadık bu kuralı.
Her canlının doğmaya,
müdahalesiz bir yaşama
ve huzurlu bir ölüme hakkı vardır.
Bildiğimiz evrende dünya denilen bu küçük gezegenin başka benzeri yoktur. İçindekilerin canlı, cansız hepsi kutsaldır.
Bu varlıkların şu anki varlıklarının yanında, geçmişlerinin ve geleceklerinin garanti altına alınması adına bu metin yazılmıştır.
Günümüz İnsanı, doğanın kendine hizmet ettiğini düşünen ve onu acımasızca parça parça değiştiren
ve parça parça yok eden kibirli ama kısa akıllı bir varlıkdır.
Biyolojik sınıflandırmaya göre ise primatlığını ötesinde bir ekosistem parazitidir.
Bu gerçeğe rağmen;
Varlığı kutsal sayılan insanın,
Dünyanın kendisine ve içindeki varlıklara
Bir gün, hak edittiği saygıyı göstereceği
ve onun uyumlu bir parçası olabileceği
inancı ve umuduyla yazılan bu metin
çevrecilerin katkılarına açık bir kaynaktır.
DOĞANA VE HENÜZ DOĞMAMIŞA SAYGI
Bu hakkı, reddebilecek tek şey, o canlının annesidir.
Hiçbir canlıya eziyet etmeyin,
annelere, doğmamışlarına, yeni doğanlarına ve yavrulara
yardım edin, asla asla öldürmeyin.
Bütün canlıların doğmaya
ve hayata tutunmaya hakkı vardır.
YAŞAMA HAKKI
Hiçbir ayrıma varmadan, her canlı türünün ve bireyin yaşama hakkı vardır.
Bireylere, bir kesime, topluma
veya otoriteye karşı suç işleme hallerinde dahi bu hak kişilerin elinden ceza olarak
alınamaz.
Baskın durumdaki otoriteler bu duruma muhalefet edemez.
Bunun tek istisnası, hastalık ve benzeri durumlarda, insanında içinde bulunduğu tabiat sağlığını ön planda tutularak, soruna sebep olan bireyin
veya bireylerin
mücadele kapsamında
etkisiz hale getirilmesidir.
Bu istisnai durum, insan türü için de geçerlidir. Yani eğer bir insan veya insan grubu diğer insanlar üzerinde
veya tabiat üzerinde hastalık yaratıyorsa, mikrop yada diğer türlere olan muamele ile karşılacaktır.
Bu hak elinden alınmak istenen canlının iş nereye giderse,
direnme ve savunma hakkı vardır
ve sonuçları suç sayılamaz.
YOLCU
İkna olmadın! Neşet Ertaş'a havale ediyoruz!
Bir anadan dünyaya gelen yolcu, Görünce dünyaya gönül verdin mi?
Kimi böyük kim böcek kimi kul, Merak edip hiçbirini sordun mu?
Bunlar neden nedenini sordun mu?
İnsan ölür ama ruhu ölmez, Bunca mahlukat var hiçbiri gülmez.
Cehennem azabı zordur çekilmez, Azap çeken hayvanları gördün mü?
İnsandan doğanlar insan olurlar, Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepsi de bu dünyaya gelirler,
Ana haktır sen bu sırra erdin mi?
Vade tekmil olup ömrün dolmadan, Emanetçi emanetini almadan, Ömrünün bağının gülü solmadan, Varıp bir canana ikrar verdin mi? Varıp bir cananın kulu oldun mu?
Garip bülbül gibi feryat ederiz, Cahiller elinde küskün kederiz.
Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz,
Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
VAHŞİ HAYATA SAYGI
Asla avlanmayacaksın,
Esir tutmayacaksın,
Eziyet etmeyeceksin!
İnsan artık
karnını doyurmak için değil,
tabiatta dolaşma ve spor maksatlıyla
ava çıkmaktadır.
Dolayısıyşa, artık silahların yerini,
fotoğraf makinelerinin
almasının zamanı gelmiştir
Av mevsimlerinde,
birkaç kuş veya tavşan
değil öldürülen.
Türler silliniyor coğrafyalalardan
Derisi, kürkü, ayağı, kafası, tüyü,
boynuzu, dişi, güzelliği
veya sesi için hiçbir hayvanı
esir tutmayacak,
eziyet etmeyeceksin
veya öldürmeyeceksin.
Yabanıl bir yaşamın,
kanı veya esareti
senin için süs yada geçimlikte
olamaz.
Böyle bir ekonomik
faaliyetlerin sürdülrülebiliriliği yoktur.
Doğa üzerinde
geri döndürülemez hasarlar yaratmaktadır.
GIDA İÇİN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ :(
Sağlık maksatlı denekler ve gıda maksatlı olarak çiftlik hayvanları dışında yetiştirmeyeceksin.
Kuşlar ve balıklar dahil, yetiştirmediğin sürece asla bir hayvanı yemek yada başka bir maksatla öldürmeyeceksin.
Balık çiftliklerinde, kümeslerde, besihanelerde,
meralarda yetiştirilmeyen
hiçbir hayvan türüinin insan tüketimi için
sürdürülebilirliği kalmamamıştır.
Bir hayvan gıda maksatlı olarak katledildiğinde ise azamisi ziyan edilmeden tüketilmelidir. Derileri, kemiği gibi parçalarından elde edilebilecek maksimum fayda o hayvanın canına borcumuzdur.
Masum bir hayvanın, canına kastınız için bağışlanma adına, önce hayvana, sonra inancınız ölçüsünde yaratıcıya dua ediniz.
Asla bir hayvanın etini zevkle ve fazla yemeyiniz. Sadece dengeli beslenmenin gereği kadar çeşit ve miktarda tüketiniz.
Bilim dünyasının, dengeli beslenebilmek için
hayvan ölümlerine gerek bırakmayacak
başarılar elde etmesi umuduyla.
Kozmetik ürünleri asla sağlık ürünü değildir.
BÖCEKLERE SAYGI
Arıları ve diğer böcekleri koruyacaksın.
Böcekler yaşamın has halkasıdır.
Böceklerden tiksinme,
sen tiksinirsin de onlar sana bal yapar,
sen tiksinirsin de onlar senin meyvanı döller,
ipek yapar,
toprağı canlı tutar.
Diğer hayvanlar için,
besin zincirinin en büyük halkasıdır.
Onlara karşı hiç bir ilaç kullanmayacaksın.
Sana zararlı görünen her böceğin
bir varoluş amacı vardır.
Bunlar senin elde etmek istediğin
kısa vadeli ekonomik faydalar
ile çelişebilir.
Bu durumlarda
onları uzaklaştıracak bitkiler
ve kokular kullan.
Böceği öldüren zehir
sana da zararlı asla unutma.
Sakun,
sığ suları ve bataklıkları kurutma.
SUYUN İÇİNDEKİLERE SAYGI
Sünger, inci, mercan hiçbir şeye el sürmeyeceksin. Ahtapot, yengeç, ıstakoz, istiridye yemek yada başka maksatlı çıkarmayacaksın.
Denizlerin dengesi çoktan şaştı,
Su çiftliklerinde yetiştirilenler dışında,
avcılık yapılarak çıkarılan ve toplanan
deniz ürünlerini tüketilmesi
sürdürülemez hale gelmiştir.
Ayrıca, deniz kuşlarını
veya deniz memelilerini,
kaplumbağaları rahatsız
etmeyeceksin.
Onların,
yaşam ve üreme sahalarını
turizm maksatlı dahi
işgal etmeyecek
gezmeye gitmeyeceksin.
Sınırlı şekilde bilimsel
veya belgesel nitelikli ısındırmak maksatlı,
Inceleme, araştırma ve çekim
yapılabilinir.
TOPRAĞA, BİTKİLERE VE TARIMA SAYGI
Toprağın ve Bitkilerin ruhu olmadığını
düşünerek ne çok yanılıyorsun.
Her canlı formu kutsaldır.
Bir küçük çekirdekten
koca bir elma ağacı olurda,
sen onu sulu sulu yersin.
Toprağı zehirleyip, doğadaki bitki çeşitliliğini riske edecek
tarımsal faaliyetler yapmayacaksın.
Onların gen haritasını bozmayacaksın.
Onlar yaşam zincirinin ilk halkasıdır.
İlk halka olan bitkiler yaşamı
Toprağa, suya ve havaya bağlarlar.
Onlarla oynarsan,
ilk halkayı koparırsın
ve zincirin son halkası olan insan
ne kısa akıllıdır ki
kendi yaşam bağının ilk halkasını
değiştirir, zehirler, keser, yolar, ezer,
yalnızlaştırır.
Tarımsal faaliyetlerinizi, olabildiğince
küçük küçük adalarda yapınız.
ORMANLARA AYRICA SAYGI
Her türlü ormancılık faaliyetleri
bitmek zorundadır.
Orman ürünü diye bir şey yoktur.
Kavak, bambu ekimine benzer,
bir tarım faaliyetiyle sürdürülebilir
kereste çıkarmak mümkündür.
Orman köylüsü
ormandan karşılıksız yararlanan,
odun indiren,
kereste çıkaran
demek olamaz.
Ormana adapte olmuş,
ormanın tüm ağaçları,
kurdu kuşu ile bir olmuş insan türüdür.
Rızkını, ona hiçbir şekilde zarar vermeden
hatta ona bir çok açıdan yararlı olarak
arayan insandır.
Fakat, modern insan artık bu değildir.
Bu yüzden, insan artık
ormanlardan ne sebeple olursa olsun
uzak durmak zorundadır.
DOĞAL, TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASLARIN HAKLARI
Kanyonları, mağaraları, dağları, ulu kayaları,
doğal enteresan oluşumları, ırmakları,
su yolları plajları, koyları, gölleri,
denizlerin hatta okyanusların, buzulları
ve benzeri oluşumları
doğanın biçimlediği gibi bırakın.
İnsanın kültürel,
tarihsel veya antropolojik
kazanımlarının herbirini,
araştırıp, arşivleyip
mümkün olduğunca yaşatmak
onu, dünyaya kazandırmak
en önemli görevler arasındadır.
Toprak altında kalan bir fosili bulun.
Bir mağaranın dibinde kalmış
iskeletleri bulun inceleyin
tarihlendirin, hikayelendirin
onları bütün topluma
belgesellerde, müzelerde sunun.
Geçmişte kalmış insanların
ve onların kültürlerini
ve uygarlıklarını ortaya çıkarın.
En küçük detayına kadar onları yaşatmak için
her türlü imkanı seferber edin.
Bu kültürel ve tarihi mirasları
yok saymak, onları tahrip etmek
veya onların hikayelerini
insanlara duyurmamak
insanlık onuruna verilecek
en büyük zarardır
BARINMA HAKKI
Hayatta kalma ve kendini güvende hissetme içgüdüsü çoğu canlıyı yuva edinmeye sürükler. Karıncasından, arısına, tilkisinden, baykuşuna, köstebeğinden, balığına, timsahına kadar çoğu hayvan türünde rastlanan ortak bir davranış türüdür.
Bitkiler için ise genel bir arada çok olma stratejisi benzer bir hayatta kalma avantajı sağlar.
Rahatsız edilmeden uyuyacağı, besleneceği, çiftleşip, yavrularını yetiştirebileceği bir yuva ortamı bunu talep eden her canlı için bir hakdır.
Bir canlının yuvasından yahut barındığı ortamdan sürülüp çıkarılması ise kutsal kitaplarda dahi bahsi geçen en büyük günahdır.
Bu hak, elinden alınmak istenen canlının iş nereye giderse gitsin, direnme ve savunma hakkı vardır. Ayrıca bir canlı barınağına izinsiz veya kötü niyetle giren başka bir canlıyı etkisiz hale getirebilmesi haktır
Bu yüzden;
Bütün canlı formlarının yuva oluşturma arzularını normal görüp bunda kolaylıklar sağlanması insanın işgal alanları içerisinde insanın sorumluğundadır.
GIDA VE SUYA ERİŞİM
Hayatta kalabilmek için hayvanların çoğu formu yuvasından doğaya rızkını aramaya çıkar. İnsan bundan farklı değildir. Karınca için bir tohum tanesi, arı için bir çiçek, balık kurbağa için bir sinek, bir kuş için solucan, bir kurt için ise bir tavşan. Bitkiler ise ayağa dikilir, yapraklarını dallarını güneşe uzatır, köklerini suya yönlendirir havayı, suyu toprağı güneşi kendine gıda yapar.
Her türün kendine göre özgün bir beslenme türü bir dengesi vardır.
Bütün canlıların, hayata tutunabilmek için besin kaynaklarına ve suya erişim hakları vardır.
İnsan su havzalarını ve tarım ve hayvancılık alanlarını verimli bir plan dahilinde bütün insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda organize edecek ve bütün insanlığın gıda güvenliğini minimal sekilde sağlayacaktır.
Paylaşırken, aç tavuklardan veya köpeklerden farklı olduklarını böbürlendikleri aklını kullanabileceklerini göstermelidirler.
İnsanlık eğer aç gözlülük etmez de sadece hayata tutunmak için gerektiği kadar beslenir ise ne kadar az gıdaya ve içeceğe ihtiyacı olduğuna kendi dahi şaşıracaktır.
İnsan artık, diğer canlıların beslenme alanlarını ellerinden almayacak, sorumsuzca suları kirletmeyecek. Diğer canlıların rızkını avlamayacak, mısırları tırtıklayan kargaları öldürmeyecek.
OYUN HAKKI
Kedi, Köpek, kurt, at, koyun, inek, yunus balığı
bütün kompleks hayvan türlerinde
boğuşmaca, koşmaca, yarışmaca, yakalamaca
Ve benzeri şeklinde görülen oyun oynama içgüdüsü
birey olmaya alışma niteliğinde doğal aktivitelerdir.
Çok eğlenceli olan
canlıya yaşam gücü katan
oyunları,
hiçbir canlı bireyin
elinden almaya kimsenin hakkı yoktur.
Bu sebeple,
yetiştiğiniz veya göz kulak olduğunuz
insan olsun, kedi, köpek veya çiftlik hayvanı olsun ,
Özellikle yavruları ve genç bireyleri
kendi türlerinin yaşıtlarıyla ile
bir araya getirin, oynasınlar, eğlensinler.
Fiziki temelli oyunlar oynama isteği,
insan ırkında,
Yardımcı aletleri, mekanları olan
bireysel ve topluca yapılabilen
Kuralları olan kompleks aktiviteler haline gelmiştir.
Yavrular ve gençler kadar,
büyükleri de içine çeken bu aktiviteye
spor deriz.
MERAK , İNCELEME ve ARAŞTIRMA HAKKI
Canlıların içindeki merak, içgüdüsel bir davranıştır.
Bilmediği nesneye bakma, inceleme, dürtme
Bir yer ise oraya gitme isteği, dolaşma
zaman zaman baş belası olabilecek kadar
önlemez bir arzudur.
Bu içgüdü belki,
Farkı yiyecekleri keşfedebilme,
Yeni av sahaları bulabilme,
Veya iyi yaşam koşulları
edebilme üzerine sebeplenir;
Sonuçta, bir canlı merak ederse,
o şeyi inceleme veya oraya gitme ona haktır.
Bu insan için bütün medeniyetini
ortaya çıkaran içgüdüdür.
Bazllarımızın içindeki
bu arzu olmasaydı,
yere yıldırım düştüğünde,
aptalca ateşe doğru gitmek
ve onu incelemek
yerine birçokları gibi korkup kaçardı.
İşte ancak bu arzuyla
bilim ve teknoloji ilerleyebilmiştir.
İnsan önce,
kişisel tecrübeyle,
Sonra sözel ve yazı ile
bilgiyi biriktirmeyi keşfetmiştir.
Artık insan, biriktirilmiş her bilgiyi
istediği detayda araştırma, öğrenebilme hakkına sahiptir.
Hiçbir kişi, kurum bilgiye erişimi kısıtlayamaz, engeleyemez.
DOLAŞIM ÖZGÜRLÜĞÜ
Hareket edebilme, Avare dolaşıp,
etrafa bakıp, yeni şeyler görebilme,
gezebilme ne güzel şeydir.
Özellikle insan türü dünyayı kafasında
böyle somutlaştırabilir,
keşfeder, tanır, görür, anlar, özgürleşir.
Bu yüzden; Canlıların
barınma ve beslenme alanları dışında
özgürce dolaşabilmeleri hakdır.
Hiç bir canlıyı
barınak ve beslenme alanlarına
hapsedip dikiltemezsiniz.
Kuşları, memelileri
izole milli parklara sıkıştıramazsınız.
Kurtları sadece bir dağda,
bir inde yaşamaya zorlayamazsınız.
Diğer canlıların
hareket edebileceklerin alanlarının
tamamını birbirine bağlayın.
İnsan aktiviteleri olan alanlar
ada şeklinde olmalı
ve bunlar birbirlerine
hemzemin olmayan
köprülerle bağlanmalıdır.
Bunun dışında insan türü
dilediği yeri
gezme hakkına sahiptir.
İLETİŞİM HAKKI
Canlıların hemen hepsi,
birbirleriyle konuşur, dertleşir, anlaşır.
Herkesin bir başkasına söyleyecek şeyi vardır.
Hayatta olmanın ispatıdır bir çok zaman ses çıkarmak.
Bir canlı susunca ölümle eş tutarız;
Diğer yandan hayvanların çoğu için
hatta insanlar için dahi koku son derece önemlidir.
Bazı türler, koku ile mekanlarını işaretler,
üreme isteğini bildirir, yolunu bulur,
Hatta böceklerin çoğu ses yerine, koku kullanır.
Kimi canlı, isteklerini ve durumunu bedenine
ve beden diline yansıtır.
Bu yüzden;
Her canlının,
diğer canlıları bireysel yada kitlesel olarak,
bilgilendirme, çağırabilme, yardım isteyebilme,
kur yapabilme, sevgisini veya nefretini ifade edebilme,
kısacası amacı ne olursa olsun,
işitsel, koku gibi duyulara dayalı,
bedeniyle yada beden dili ile,
yazılı veya görsel üretimlerle,
veya elektrik, ışık ve radyo dalgası gibi
teknolojik yollar kullanarak,
veya
başka yollarla iletişim hakkı vardır.
ÜREME HAKKI
Bütün canlı formları,
yeni nesiller oluşturma
içgüdüsüne sahiptir.
Ağaçlar çiçeklenir meyvelenir,
tohumlanır, kol atar, spor atar.
Balıklar, kuşlar, böcekler
ve mikroplara kadar
her canlı üremek için marifetler geliştirmiştir.
Bu dünyanın canlı kalmasının yegane
stratejisidir.
Bu yüzden bütün canlı formlarının müdahalesiz üreme hakkı vardır.
İnsanın kendi türü ve çiftlik hayvanları müstesna,
insanın diğer canlıların üreme stratejilerine müdahaleye hakkı yoktur.
Bireysel veya toplumsal kararla kimse kimseye üreme veya aksi yönde baskı yapamaz.
İnsanın türündeki üreme isteği
sosyal ve toplumsal bir boyut içermektedir.
Bu yüzden Dişil ve Erkil taraflar
Tam rızasını açıkca
karşı tarafa beyan etmeden,
yaşça, akılca ve sosyal yeterlilikleri
toplumca belirlenen sınırlar içinde olmadıkça
üreme içgüdülerini taraflar
baskılamak zorundadır.
EĞİTİM ŞART
Her türün, kendi aklı yettiğince ve olanaklarıyla sınırlı olarak verdiği sistemli eğitim, bütün canlılar için haktır.
Özellikle sürü avcı hayvanlar,
yavrularını yaşamın ileri aşamalarında
gıda bulma, avlanma, kaçma
eş seçme, tımarlanma, yıkanma
ve benzeri durumlar için
örnekleyerek, yol göstererek
onları hazırlamaya uğraşırlar.
İnsanda kendi bilgi birikimlerini ve tecrübelerini
sistemli şekilde benzer sebeplerle
yavrularına öğretmeye uğraşır.
SAĞLIK SİSTEMİNE ERİŞİM HAKKI
Her canlı yaşamını idame ettirmek ister ve bunun için içgüdüsel bir çaba gösterir. Yaralanmalar ve hastalıklar karşısında bilinçli yada bilinçsiz şekilde iyileşme isteği ve eğilimi vardır. Herkes birbiri için herşeyden önce sıhhat ve mutluluk diler.
Durum böyleyken;
Bırakın insanlar arasında ayrım yapmayı, hayvanları, bitkileri ve hürlü tabiat varlığının hastalandığında iyileşmek için tedaviye ve koruyucu tedbirlere erişime hakkı vardır.
Bunun ancak sağlıklı bir çevrede olacağı düşünülürse, çevresinin sağlıklı tutulması hakkı vardır.
İnsan aklı ve bilim sayesinde,
tabiatın ve kendi canlılık özünün detaylarını
her geçen gün daha da çözmekte,
doğal yaşam süreleri uzamaktadır.
Hiç kimseyi, hatta hiçbir canlıyı
hastalık tedavilerinden ve koruyucu tedbirlerden mahrum etmeyiniz.
Hiç bir canlının yaşamı zengin, bilgili veya otorite sahibi birinden daha az değerli değildir.
İnsan ve tabiat sağlığı için çok büyük organizasyonlar oluşturunuz ve fonlar kurunuz.
Hava, su ve besin kalitesi hastalıklardan korunmak için birincil önemdedir.
BEDENİNİ SAHİPLENME HAKKI
Canlıların hemen hepsi,
üreme isteklerini, kızgınlıklarını,
üzgün oldukları zamanları
gibi hallerini bilinçli yada içgüdüsel
şekilde bedenlerine yansıtırlar.
Kimisi yıkanır, kimsi süslenir,
kimisi tüylerini ayıklar, kabartır,
kimisi saçlarını yatırır.
Kimisi şişinir kendini büyük gösterir,
Kimisi göğsüne vurur.
Kimisi çiçeklenir, yapraklanır, kokulanır,
Her tür, kendine has beden diliyle
halden hale girer,
İnsanın da
bedenine, giysilerine,
saçlarına, ellerine,
ayaklarına, yüzüne yansıyan
kendi kültürel aidiyeti veya
kişisel düşünceleriyle ilgili beden dili,
boyanması, hazırlanması vardır.
İşte bu yüzden;
Her canlı birey, türü, yaşı, cinsiyeti
ve ne aidiyette olursa olsun
bedenini istediği gibi süslemeye,
istediği gibi giyinmeye,
kapanmaya veya açmaya hakkı vardır.
KORUNMA VE GÜVENLİK HAKKI
Her canlı içgüdüsel olarak,
kendine ve sevdiklerine karşı,
yukarıdaki doğal haklarına karşı
bir tehdit durumunda,
ısırır, çifte atar, zehirler,
dikenini batırır yahut döver.
Arılar, karıncalar, aslanlar,
sırtlanlar ve bazı çayır hayvanları
gibi sürü yahut koloni halinde yaşayanlar,
saldırı, işgal ve diğer şiddet içeren tehlikelere karşı
bir koruma yahut güvenlik bireyleri
Içeren iş bölümü yapmışlardır.
Aynı çözüm insan türü içinde geçerlidir.
Böyleyken,
Canlıların tehlikelere karşı,
korunma veya direnme hakkı vardır.
SOSYAL GÜVENLİK HAKKI
Hayvanlar aleminde sıklıkla görülen,
öksüz yavruların sahiplenilmesi ve bakımı,
Hastaların, savunmasız olanların korunması,
Yaşlılar avdan paylarının bulunması
bize gösterir ki,
Sürülerde, sosyal güvenlik doğal bir stratejidir.
Her türün
başarabildiği, sağlayabildiği
Sosyal güvenlik tedbirleri
Canlılar için haktır.
Kendini diğer canlılardan,
üstün gören insan
öylesine bencilleşmiştir ki,
birçok toplumda artık
sosyal güvenlik imkanları
son derece kısıtlı olarak sunulmaktadır.
ADALET HAKKI
Canlıların haklarını,
başka bir canlı gasp ederse,
hakkı gasp edilen canlının bu hakkını,
iş nereye giderse aramaya hakkı vardır.
Eğer o canlı,
bu hakkı arayamıyorsa,
insan onun adına
bu hakkı aramakla yükümlüdür.
İnsanın adaleti, zararın tazmini
ve ceza açısından,
eşitlik ve orantı içeren bir sistem getirir.
Yavrusu elinden alınan,
Kendinin ve sevdiklerinin yaşamına kastedilen,
Barınağına veya sahiplendiği toprağa girilen
veya barınağından, toprağından sürülen,
Elinden, ağzından, önünden yemeği alınan, suyu çalınan
hastalanan, yaralanan,
Üremek isteyip eş bulamayan, tecavüz edilen
Bağlanan, hapsedilen, sınırlanan,
Sesi kesilen, bağıramayan, sesini duyuramayan,
Fısıldamasına rağmen dinlenilen
Ölmeyi isteyip ölemeyen,
Ölülerine saygısızlık yapılan,
Her tür şiddete karşı kendini koruyamayan
hırçınlaşır, öfkelenir,
Ve sonunda var gücüyle saldırır,
Ya, savuşturur,
Ya, kendi zararıyla orantısız bir adalet alır
Ya daha fazla kayıp verir.
Adalet fikri,
sadece insana özel bir şey değildir.
ÖLÜM VE ÖLÜLERİN HAKKI
Her canlı hayata gözlerini yumacaktır.
Ama erken ama geç.
Hayvanların ölüm, bilincini bilemeyiz
ama çoğu bunu üzüntüyle karşılamaktadır.
Filler, köpekler, kargalar çoğu gelişmiş maymunlar ölülerinin başında
insanlar ile benzer tepkiler vermektedir.
Lakin ölümü hepsi kabulleniş gösterir.
Ölüm her canlı için Hak dır.
Birbirine yakın akrabalar yaşarlarken,
nasıl aynı mahallede oturmayı tercih eder,
nesiller, nasıl aynı çatıyı paylaşırlarsa
ve eşler nasıl aynı yatağı paylaşırlarsa,
ölüm uykusunda da mümkünse birbirlerine yakın olmalıdırlar.
Onlar için aile mezarlıkları yapınız,
ağaçlar dikiniz etrafına,
huzurla rüzgarın tınısını dinleye bilsinler.
Bu geride kalanlar içinde mutlak bir vazife kolaylığıdır.
Kimi çaresiz hastalıkların son dönemlerinde
yaşam kalitesi çok bozulan hastaların
yaşamlarınıa son verilmesini istemesini anlamak zorundayız.
MUTLULUK HAKKI
Kendinin ve sevdiklerinin yaşamını
tehlikede hissetmeyen,
Barınağı veya sahiplendiği toprağı olan
Barınağı veya sahiplendiği toprağından sürülmeyen
Karnını doyurabilen,
Temiz suyu olan,
Hasta yada yaralı olmayan,
Rızasıyla eş bulabilen
Yavrulayabilen,
onu sağlıklı şekilde besleyip büyütebilen,
Bağlanmamış, hapsedilmemiş, sınırlananmamış,
Sesi çıkan, bağırabilen, sesini duyurabilen,
Fısıltıları başkasının kulağına gitmeyen,
Eceliyle ölebilen,
Ölülerine saygılı tören yapabilen,
Şiddete maruz kalmayan,
Gerekirse, kendini koruyabilen
Veya korunduğunu bilen,
Her canlı,
heyecanlanıp oraya buraya koşar,
Yeniden tomurculanır, bir yaprak,
bir çiçek daha açar,
Sarılır, kucaklaşır, güler, öper,
şarkı söyler, danseder
hatta aptallaşır.
Mutlu olur.
Mutluluğun resmi nasıl olur bilemem!
Amma, İçgüdüsel Haklarına ve doğal Özgürlüklerine doyabien her canlı o kadar mutlu olur.
Canlıların haklarının biri bile yoksa,
bir tarafı eksik,
gülümsemesi hep yarımdır.
Bireyler ve Toplumsal otorite yarım gülümsemeyi tamamlamalıdır
Aksi takdirde,
İnsan da, onun aklı da sebebsizdir.